seçme yazılar

2. si

selamunaleykum BURAYA YAZI YAZILACAK...

Site

2. si

selamunaleykum BURAYA YAZI YAZILACAK...

Site

QENEME.TR.GG

qeneme.tr.gg

qeneme

salah sahade

Gözü kara yiğitler doğurmak, Filistinli anaların yazgısı mı acaba? Yoksa Kudüs’ün, kutsal toprakların bereketi mi?... Yağız delikanlılar, cesaret ve kahramanlık portrelerinin canlı fedaileri ve onurlu savaşçıların toprağı olan Filistin; nice şehidi bağrında beslemiş, büyütmüş ve ebediyet alemine uğurlamıştır. Şerefle, izzetle, şehadetle büyüyen bir zaferle… Gönüllerde muştu bulan bir sürurla…

Bu zafer, bu sürur ve bu kazanım, 22 Temmuz 2002 tarihinde Şehid Şeyh Ahmed Yasin’in halkına şu müjdesiyle dalga dalga yayıldı Filistin’den dünyaya: “Size Ebu Mustafa’nın şehadetini müjdeliyorum.”

Ömrünü Allah yolunda mücadeleye fiili olarak adayan ve bu uğurda makamlardan vazgeçen kahraman komutan Salah Şahade’nin asıl adı Salahaddin Mustafa Muhammed Ali Şehade’dir. Ebu Mustafa, onun künyesi idi.

Ailesi, kıyı şehirlerinden Yafa’dan olup 1948’de şehrin işgale uğramasıyla her Filistinli aile gibi mazlumiyet içinde göçe zorlandı. Zaten muhacerat, Filistinlilerin alın yazısı değil miydi? Köylerini şehirlerini doğdukları toprakları terk etmek… İşgalci İsrail’in zulmü ve dünyanın sessizliği karşısında.

Birleşmiş Milletlerce kurulan Şati Mülteci kampına yerleşen mazlum ailenin altı kız çocuğundan sonra ailenin ilk ve tek erkek çocuğu olarak, 24 Şubat 1952’de Salah Şahade zulüm altında dünyaya gözlerini açtı mazlum mazlum.

1958 yılında Birleşmiş Milletler yardım komitesi UNRWA’ya bağlı bir ilkokulda eğitimine başlayan Şahade, ortaöğreniminin ardından Gazze’deki Filistin Lisesi’ne kaydoldu. Liseden yüksek dereceyle mezun olduktan sonra üniversite hayatına adım attı. Türkiye ve Rusyadaki üniversitelerin yanı sıra Mısır’ın İskenderiye şehrindeki Sosyal Hizmetler Yüksek Enstitüsü’nde de tahsil gördü. Mühendislik ve tıp üzerine eğitim görmesinin yanı sıra, aynı zamanda iyi bir sporcuydu Salah Şahade. Japonya’daki güreş müsabakalarına öğrenciyken katılmış ve gümüş kemer kazanmıştı. Halter alanındaki çalışmalarıyla da adını duyurmuştu.

Şehid Şahade, her Filistinli gibi azimli ve gayretli olmasının yanı sıra, o yıllarda Filistin’in içinde bulunduğu ahvalin muhasebesini düşünüyor, kafa yoruyordu. İskenderiye’de okurken üçüncü sınıfta bu uğurdaki mücadelenin ancak İslami olması gerektiğine hükmedip hayatını bu çizgiye göre şekillendirmeye başladı. O, direnişin izzetini ve onurunu önce hayatında ve nefsinde yaşamakla işe koyuldu.

Bu gayeyle Mısırdan Gazze’ye döner dönmez, İslami davet alanında çalışmalara hız verdi. 1976 yılında evlendi. Tıpkı babası gibi onun da altı kız çocuğu bu evlilikten dünyaya geldi.

1979’da ise Sina yarımadasının kuzeyinde bulunan el-Ariş kentinde önce sosyal araştırmacı, daha sonra sosyal müfettiş olarak çalıştı. Müfettiş olarak Gazze’ye atanmasından sonra 1982’de müfettişlik dâhil tüm görevlerinden istifa ederek, Gazze İslam Üniversitesi Öğrenci İşleri Dairesi’nde yeni işine başladı.

O yıllarda söz konusu üniversite, İslami hareketlerin hızla geliştiği bir mekândı. İşgale karşı direnişin fikir teatileri burada yapılıyor, adım adım direnişin şekli vücuda geliyordu. Bunun farkında olan işgalci İsrail, 1984 yılında Salah Şahade’yi işgale karşı faaliyetlere katıldığı iddiasıyla tutukladı.
Zaten 1984’de Şeyh Ahmed Yasin, Dr. İbrahim Mukaddema ve Şahade, Siyonist işgale karşı silahlı mücadele hazırlıklarına başlamışlardı. Yoğun çabalar sonucu istikbalde askeri direniş için silahlar elde ettiler. Ancak 1984’de bu tutuklanmadan sonra silahlara da el konuldu. O zamanlar henüz Hamas veya el-Kassam Tugayları kurulmamıştı.

Bu tutuklanmada Salah Şahade onuruyla direndi. İşgalcilere herhangi bir bilgi vermedi. İşgalciler de somut bir delil ileri süremedikleri halde 1949’da çıkarılan Özel Haller Kanunu’na göre onu, iki yıl boyunca cezaevinde tutup sonra serbest bıraktılar.

Hapisten çıktıktan sonra 1986’da Gazze İslam Üniversitesi, Öğrenci İşleri Müdürlüğü’ne atandı. İki yıl boyunca bu göreve devam etti.

Aynı yıl “Filistin Mücahidleri” adı altında bir direniş hücresi oluşturdu. Bu yapı Siyonist işgal güçlerini ve içteki hainleri hedef aldı. 1989 yılına kadar faaliyetlerine devam etti. “Filistin Mücahidleri” iki İsrail askerini rehin almakla en önemli eylemlerini yapıp adını duyurdu.

1987’de I. intifada alevi Filistin’i sarınca, işgalci İsrail, intifadanın önüne geçmek için Gazze Üniversitesi’ni kapattı. Fakat Salah Şahade, çalışmalarına devam etti. Hamas’ın bu tarihte resmi ilanından sonra Filistin davasının müdafası, İslami çizgide yönlendirilmeye ve siyasi arenada dillendirilmeye başlandı. Artık söz, el-Fetih’ten çok Hamas ve onun genişleyen, sokaklara hâkim olan gücündeydi.

1988 yılının 18 Ağustosunda tekrar tutuklanan Şahade, tek kişilik hücreye kondu. Bu tutuklanmanın sebebi ondan bilgi almaktı. Mayıs 1989’a kadar hücrede tutuklu kalan Salah Şahade, 200 gün süren çeşitli işkencelere tabi tutuldu. Tüm bunlara rağmen ondan hiçbir bilgi alamadı işgalci İsrail.

Bir ara, altı ay kadar serbest bırakıldı. Fakat hemen ardından Hamas’a yönelik geniş çaplı bir operasyonla tutuklama kampanyası başlatan işgalci İsrail, onu yine tutukladı. Farklı suçlamalarla işkence altında sorgulanan Şahade, İslami Direniş Hareketi Hamas’ın askeri kanadından olmakla itham edilerek daha sert işkencelere tabi tutuldu.

Şehid Salah Şahade, 1991’de kurulan Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kasam Tugayları’nın temelini atan seçkin bir komutandı. “Filistin Mücahidleri”, “Abdullah Azam Tugayları” ve “Mecd” gibi birlikler İzzeddin Kassam Tugayları’nın merhale merhale gelinen aşamalarıydı. Salah Şahade, bu süreçte askeri kanadın hücrelerini oluşturmuş, düzenine şekil vermişti. Silahlı kanadın eğitimlerine bizzat nezaret ediyor, işgalci İsrail’e yönelik silahlı saldırıları yönetiyordu.

1997’ye kadar zindanda tutulan Şehid Şahade, zindandan çıktıktan sonra aktif bir şekilde direnişte rol almaya devam etti.

22 Temmuz günü sabaha karşı Gazze semalarında Amerikanın İsrail’e hediyesi olan F-16’lar, Şehidin evinin bulunduğu bölgede uğursuzca uçuyorlardı. İşgalci İsrail, 5 katlı bir apartmanda ailesiyle oturan Şehid Şahadenin evi üzerine bir tonluk bir bombayı bırakıverdi. Evinin bulunduğu bina ve çevredeki 3-5 apartman yerle bir oldu.

Zamanın İsrail başbakanı olan Ariel Şaron -Sabra-Şatilla kasabı- tarafından “tam bir başarı” olarak nitelendirilen ve yarısı çocuk olan 14 kişinin öldürüldüğü bu cinayet, Salah Şahade’yle beraber eşi ve 14 yaşındaki kızı İman’ı da kapsıyordu. Koruması Zahir Salih Ebu Hüseyin de şehitler arasındaydı.

Filistinli örgütlerin tek taraflı ateşkese hazırlandığı sırada gerçekleşen bu cinayet için Hamas; “Bundan sonra ne zaman ve nerede olursa olsun bütün İsrailliler hedeftedir” diye intikam yeminleri etti. Hemen ardından Batı Şeria’da bir haham öldürüldü. Netzarin’de bir İsrail otobüsüne tanksavar füzesiyle saldırıldı. Cemel Yahudi yerleşim yerinde de iki arabaya saldırıldı. 1. araçta üç, 2. araçta ise bir kişi öldürüldü, iki kişi de yaralandı.

Alçakça düzenlenen bu hava saldırısında bir tonluk bir bombanın kullanılması dünyanın tepkisini çekmiş, sivil ve çocukların öldürülmesi uluslar arası düzeyde nefretle kınanmıştı.

Ölümü gülümseyerek karşılayan bu kahraman komutanın şehadeti, yol arkadaşı ve lideri Şeyh Ahmet Yasin tarafından o günün sabahında milyonlara şöyle haber veriliyordu. “Size Ebu Mustafa’nın şehadetini müjdeliyorum.”

Her şehid bir kazanımdır. Her kazanım yapının bir tuğlasıdır ve her tuğlayı müjdeyle yürek devletinin inşasına koyduk. Sağlam temeller üzerinde intifalar boy boy büyüsün diye…

Yüce Allah onu ve tüm şehidlerimizi rahmetiyle kuşatsın, yolumuza meşaleler kılsın.

M.Ali Gönül (inzar Dergisi 36. Sayı)
 
toplam 14488 ziyaretçi (25666 klik) kişi burdaydı!
LİNK DÜNYASI

İLKE HABERİNZAR DERGİSİÖZLEM AJANSÇAĞRI TVBOŞ SAYFA YÜKSEKOVA AJANS CEMRE FM BOTAN FMSERHAD FM KERVAN FM VUSLAT FM VUSLAT SEVDASİ

 


Copyright © | | :

qeneme.tr.gg Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol